Ataköy: +90 212 661 66 11 Oyak Ayazağa: +90 212 283 28 30 Ataşehir: +90 216 455 69 69 5.Levent: +90 212 221 71 71
Değerli çalışma arkadaşlarım,
Üç hafta kadar önce, edebi yönü bir hayli ağır olan duygusal bir yazı yazmış, fakat göndermemiştim. Bu kez, çok daha kısa cümlelerden oluşan, çok daha net, çok daha somut bir yazı yazmayı tercih ediyorum.
Birçoğunuz ile yıllardır tanışıyor, birbirimizi iyi tanıyoruz. Benim en büyük özelliğimin, kimseye, hiçbir zaman kırıcı bir söz söylememem ve kimseyi topluluk içinde zor duruma düşürmemek için azami dikkatli davranmam olduğunu, beni tanıyan herkesin bildiğini tahmin ediyorum. Ben, işyerimde çalışmasını istediğim kaliteli insanların emeklerine ve onurlarına kesinlikle saygılı olunması gerektiğine inanıyorum.
Ne yazık ki, bu herkese karşı saygılı davranışımın nedenini, farklı, yanlış algılayanlar oldu, belki hala da oluyor… Bazıları, “bana muhtaç, bensiz yapamaz” psikolojisine girerek, yanlış yollara giriyorlar. Özellikle şu son zamanlarda, kendisine güvenerek, Bahçeşehir’i emanet ettiğim kişinin bana yaşattığı hayal kırıklığı, bende “acaba yanlış mı yapıyorum?” duygusunu yaşattı. Fakat ben böyle kötü insanların “istisna”, onurlu, dürüst, iyi insanların “asıl gerçek” olduğuna inanıyorum. Ayrıca 46 yıllık hayat tecrübemde birçok kez yaşadığım ve yürekten inandığım olgu: “ Kimsenin yaptığı kötülük yanına kar kalmaz, herkes eninde sonunda, hak ettiğini bulur.”
Şu son yaşadığım tecrübenin ışığında, sizden artık çok daha disiplinli ve sorumluluklarınızın bilincinde olarak çalışmanızı rica ediyorum. Bence bir işyerinde huzur, sevgi, saygı ve özellikle güven olmaz ise, orayı kapatmak gerekir. Ben değişemem, sizlere yine her zaman olduğu gibi sevgi ve saygılı davranacağım, fakat bundan böyle zannediyorum, işini gerektiği gibi yapmayanlar ile yollarımız çok daha hızlı ve kolay ayrılacak.
Ben kimsenin bilerek, isteyerek, kasıtlı olarak işyerine kötülük yapacağını zannetmiyorum fakat artık görevini düzgün bir şekilde yapmayanlar, ihmal edenler, hatalarını tekrarlayanlar da, bize veda edecekler. Sanıyorum hiç kimse, yanlışlıkla olsa dahi, sürekli olarak kendi kalesine gol atanı takımında tutmak istemez.
Artık kurumsallaşmamızın zamanı geldiği için, önümüzdeki günlerde sizlere, işyerimizde uyulması zorunlu kuralları bildireceğim. (Ki bu kurallar aslında, Raffaele’nin şimdiye kadarki işleyişinin yazılı hali olacak.) Detaylara girmeden, size şimdilik sadece, şu çok önemli, temel iki konuyu hatırlatmak istiyorum:
1) İşinizi, görevinizi en iyi şekilde yapmanızı, müşterileri kesinlikle memnun etmenizi,
2) Her detayda son derece tutumlu olmanızı rica ediyorum.
Benim için “emek”, (sizin Raffaele’ye verdiğiniz emek) kutsaldır. Bu emeğin karşılığının zamanında ödenmesini, çalışanların işyerine insani koşullarda gidip gelmesini, işyerindeki düzgün koşulları ve huzurlu bir çalışma ortamını sağlamak, benim dünya görüşüme göre “işverenin onuru”dur. Raffaele çatısı altında, işini iyi yapanlara bu koşulları sağlamak için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum.
Sevgi ve saygılarımla,
M. Tunca Tüzün